Meedina / Dere Laçi

Müjdeler verildi ajanslardan, yalanci baharda badem çiçegi nesesiyle: "Sakiler temizlendi, kalanlar Ise bati illerine, birer aile olarak sürüldü! Bu ülkede efendiler ve köleler vardir, azinliklar ancak kölemiz olabilir! Pilotlarimiz cesurca görevlerini tamamlayarak, kahramanlik madalyasialmaya hak kazanmistir! Dersim'e medeniyet girmistir! Kizlar ailelerinden koparilarak, terbiye edilecegi ailelere evlatlik verilmistir! Magaralara doldurduk, agizlarini kapayarak fareler gibi zehirledik, köklerini kuruttuk! Dersim, ülkemizin çibanidir, nesterle tüm çibani kesip attik, sagligimiza kavustuk çok sükür! Dersim'de altin, krom ve diger zengin madenler kesfedildi! Yerli halktan temizlenen bu topraklar, yabanci sermayenin hizmetine sunulmustur! Her karisi kutsal olan bu cennet, barajlarla Islah edilmeli, çünkü bu Kizilbas-Dersim Halki tüm varligi ile islah edilerek, dönüstürülmeli, kendisine yabancilastirilmali! Sorgulayan, elestiren, günese yürüyen bu halk, biat etmez, kullugu ve ümmetçiligi bilmez!" On binlerce insanin vahsice katledilmesi belki bu cümlede saklanmisti. Oysa ormanda badem çiçekleri, kan kusan toprak üsüdü, ten içinde çocuklarin ruhu dondu. Tarih eriyecegi güne kadar buz tuttu, dal zemheriye misafir oldu, buz kendi bedenine akti ve alev aldi...