Başkalarının Kanı

Simone de Beauvoir’in her zamanki canli, kendilerini ve dünyayi sorgulayan, düsünen, sorumluluk tasiyan unutulmaz tipleri var karsimizda. Varolma savasi içinde genç kusaktan insanlar bunlar. Anamalci bir dünyanin sorunlari içinde bunalan, çikis yollari arayan gençler. Ailelerine, çevrelerine hatta kendi olusumlarina baskaldirarak, kendileriyle birlikte tüm dünyayi çikmazdan, mutsuzluktan, yalanlardan kurtarma yollari ariyorlar. “Herbirimiz her sey için ve herkese karsi sorumluyuz.“ Yazar, bu görüsten hareket ederek, kahramanlarini toplumsal-tarihsel gerçekligin içinde ele aliyor. Gençleri içinde bulunduklari açmazlardan kurtaracak olan nedir? Ask mi? Politika mi? Yoksa eylem mi? Avrupa’da karanlik, insanlikdisi günlerin yasandigi bir ortamda yurtsever bir önder olan Jean Blomart, sonsuz bir gece boyunca, yarali asigi Helene’in basucunda ölmesini bekler. Kendi yasaminin, kizin yasaminin geçmis anilari, bir basarisizlik duygusu, kizin ölümünden duydugu suçluluk ve umutsuzluk duygulari onu aci bir sekilde tüm gece boyunca sürükler götürür. Romanin anlatim teknigi, sarsilmis ve parçalanmakta olan bir dünyayi duyumsatir gibidir. (Arka Kapak)