deriz ki bütün çiçekleri bir büyük biçimle vazosuna koysak da o eksiksiz sabahların usta sözlerle incitmeden düzeltsek buruşuk çarşaflarını denizlerin tutup duvar ustalarına balık gezgincilerine atom parçalayıcılarına kalbin mimozalarını sunsak bu kederin marifetli yontucusu isa’dır suyun her türlü hallerini bilen musa’dır bu vaftizci yahya, sabrın kumaşı eyüp bu desek azıcık dinlendirebilsek uykularınızı içli yağmur sesinde kuş sürüleri kondursak omuz başlarınıza talihin her türlüsü sizinle olsun evrenin en kıymetlisi sizsiniz desek öyle avutsak