Türklük ve Alevilik-Bektaşilik

Türkler Islamiyet’i kabul ettikten sonra eski inanç sistemlerinden tamamen kopmamislar, Alevî-Bektasî geleneginde eski inanç ve uygulamalarina bir sekilde devam etmislerdir. Islamiyet öncesi inanç sistemlerine kadar uzanan Alevî-Bektasî kültürü, Haci Bektas-i Veli ile sekillenmis, sonrasinda ise baski ve tepkilerle yüzyüze gelinmis, ekonomik ve sosyal yaptirimlarla karsilasilmistir. Yeni duyulmaya baslanan isteklerin kulak arkasi edilmesinin, anlama ve empatideki isteksizlik ve eksikligin, kabul edilmeme, haksizliga ugrama gibi bilinçaltina tesir edecek düsünlere yol açacagi; bunun da hakkaniyet ve rasyonellige uymayacagi açiktir. Ayni hüküm, saniriz anlasilmayi beklememe, farkliligi derinlestirme düsünceleri için de verebilir. Olgulara içinde bulundugumuz an ve durumdan degil de daha genis bir perspektiften bakabilmeye, daha fazla bilgi ve hosgörüye, objektif bir bakis açisina her zamankinden daha fazla ihtiyacimiz oldugunu kabul ederek; sandigimizdan daha fazla olan ortak noktalarda, güzelliklerde bulusmanin ayni yolda bir, iri ve diri olmanin vakti artik gelmedi mi?