Güneş gözlüğüne ihtiyacım yok çünkü gözlerimi yormayan bir güneş gibi parlıyorsun. Senin varlığın, güneşin yakmadan da ısıtabileceğini bana öğretiyor. Bu kadar huzurlu bir sıcaklığı daha önce hiç bilmezdim. * Baktığı yerde onu gördü, akan gözyaşları değildi, sökülen ciğeri değildi; hiç değmemiş olan sevginin değdiği yaranın acısıydı yükselen. Hatırladıkça günahlar boynuna dolanıyor, nefesini kesiyordu. Öylece içinde sebepsiz bir korku vardı ki, sanki ateşlerde yanıyordu ve kimse onu kurtarmak için gelmiyordu. Bakamadığı yönde, yaratıcısı onu göremiyordu. Geçeceğini bilmeye ihtiyacı vardı ve inanmaya. Cesaretin ve umudun üzerine yağmasını diledi, günahları sevaba çevirmek için. Çözülmek ve kaldığı yerden hayata devam edebilmek için...Kokusunu unutabilmek için dehşetin... Talan edilmemiş bir uykuya hasretle... * Sevgilim, Öykülerini okudum. Okurken, kullandığın her kelimenin, her noktalama işaretinin üzerinden defalarca geçtim. Geçerken seni hissettim. Çok farklı bir duygu bu, anlatamıyorum. Bu, okurken seni yaşamak sevgilim. Karakterin hüznünü, anlattıkların üzerinden anlayabiliyorum. Aşık olmuş ve hayal kırıklığına uğramış. Bu sarsıntının dinamiklerini anlamak çok önemli. Çünkü hayat, onu iyileştirene kadar kanatmaya programlıdır. * Tüm bu duygusal kaos içinde, Özgür hem insanlara öfkeliydi hem de yalnız olmasının suçunu kendinde arıyordu. Mercan’a yolladığı e-postaların birinde, "İçimde ölen birileri var. Annem ölüyor, babam ölüyor, içimdeki çocuk ölüyor. Çok fazla cenazem var, hangisini kaldırabileceğimi bilmiyorum." yazıyordu. * Gecenin bir yarısı Özgür sırtında bir sıcaklıkla uyanmıştı. Sırt sırta bir pozisyonda, Güneş omurgasını Özgür’ünkine dayamıştı. O geceyi, o hafta terapisine götürdü Özgür. Yüzünde şaşkın ve mutlu bir ifade ile anlatmıştı olanları: "Desteklenmiş hissettim, sıcaktı ama yakıcı ve bunaltıcı değildi. Bu duygu benim için ilkti!"
Tanıtım Metni