Alevlerin yalımları göklere yakarırcasına kollarını da açarak semaha duruyor, dökülen belki milyarlarca kar zerreciği, sağıldıkları bulutlardan rüzgârın sersemleştiricidarbeleriyle yamulup sağa sola savruluyorlardı. Sessiz kanatlı, minik kar taneleri birbirleriniandıran gövdecikleriyle, zar zor ayırt edildikleri diyarlardan her şeyi kendine benzeten, belki de eritip bir balçığa hapseden topraklara dökülüyorlardı. Misafir edileceklerini umdukları yerlerde gönüllerince kalamasalar da kulaktan kulağa fısıldaşıp kimi sıralarsırnaşarak, mukadder sonlarının muhasebesini tutuyorlardı. Uzun, soğuk, maceralı yolculuklarında konuk olacakları hayatları düşleyerek az vakitte iç içe geçip sonrasında bambaşka kimliklerle yol alarak bir parça tenlerini muhataplarına emanet ediyor, birleşmeoyunundaki derin hazla, rüzgârın da marifetli üfürükleriyle soğuk diyarlarda taptaze dostluklar yakalıyorlardı.