Osmanlı İmparatorluğu içerisindeki değişik halkların ulusçuluk akımının etkisi altında kendi bağımsızlıklarına kavuşmak istedikleri ve bunun sonucunda büyük çalkantıların/altüst oluşların yaşandığı bir dönemde, on dokuzuncu yüzyılın sonunda kurulan İttihat ve Terakki Cemiyeti, çöküş sürecine giren imparatorluğu kurtarmak amacıyla Türklüğü/Türkçülüğü öne çıkarmış; gelgelelim, büyük güçler arasındaki kapışmada bir tarafa yedeklenip Turan rüyası görmenin bedeli çok ağır olmuş, bu arada Anadolu’nun kadim halklarının payına, çoğun olduğu gibi, zulüm, kırım ve zorla göçertme düşmüştür. 1923’te kurulan yeni cumhuriyet Kürtlere yönelik yaklaşımda İttihatçı anlayışı olduğu gibi devam ettirmiş, inkar/asimilasyon/tenkil politikalarıyla Kürt meselesi ‘giderilmeye’ çalışılmıştır.