Bugün nüfusunun yüzde 92’si kentlerde yaşayan Türkiye, toplumsal yapısı önemli ölçüde iç ve dış göçlerle şekillenmiş bir ülkedir. Türkiye toplumunu yaşadığı göç süreçlerini göz ardı ederek analiz etmek mümkün değildir. Cumhuriyet kurulana kadar Osmanlı bakiyesi topraklardan gelen Türk ve Müslüman göçleri, Cumhuriyetten sonra mübadeleler, gayrimüslim göçleri, 1950’lerden itibaren kırdan kente göçler, 1960’lardan sonra yurt dışına işçi göçleri, 1980’lerden sonra İran ve Irak’taki savaşlardan kaçan sığınmacılar, 1980 ihtilali ve 1990’larda terör nedeniyle Türkiye’den Avrupa’ya iltica edenler, Bulgaristan göçleri, 2011’den itibaren Suriye’den göçler vb. örnekler, Türkiye için göçlerin ne kadar önemli bir toplumsal değişim aracı oluğunu göstermeye yetecektir. Bu örnekler aynı zamanda disiplinler arası bir olgu olan göçün çalışma sahasının ne kadar geniş olduğunu da ortaya koymaktadır.