Fotoğraftaki Tutku

Annie’nin hayal edebileceğinden kolay oluyor herşey. Isabelle’e eğilmek, koluyla sarmak kolay. Onu öpmek kolay. Ve Isabelle’in de onu geri öptüğü o bir an için çok güçlü bir kavuşma hissi duyuyor. Dünyada bundan başka bir şey istemiyor o an. Bir nefes alıp verme kadar uzun süren o anda zaman, oda, bütün hayatı, hepsi duruyor. Ve sonra mum Annie’nin saçlarını tutuşturuyor. Kekremsi bir yanık kokusu duyuluyor. Isabelle hemen geri çekiliyor. Annie’nin yanan saç tutamını söndürüşünü seyrediyor. İkisinin üst üste binen nefes sesleri odayı dolduruyor. ‘Böyle bir şey olmadı’ diyor Isabelle. ‘Unutma.’ Yalnızca bir roman değil... 19. yüzyılın en iyi kadın fotoğrafçısı, fotoğraf sanatının öncüsü Julia Margaret Cameron’un çektiği bazı fotoğrafların yazarın zihninde bıraktığı izlenimlerden ve etkilenmelerden yeniden yaratılmış bir fotoğrafçı kadın romanı... Gotik roman tadında bir modern roman. Eski usul malikaneler, eski usul hayatlar, fotoğrafın icat edildiği yılların teknikleriyle çekilmiş rüya gibi fotoğraflar, eski usul hizmetçiler ve aşçılar. Bütün bunların ortasında, hayatını anlamlı bir atlas yaratmaya adamış bir kocanın ilgisizliğinin arkasında fırtınalar yaşayan genç bir kadın Isabelle ve hizmetçisi Annie Phelan... Bütün bunların hepsi Fotoğraftaki Tutku’da canlanıyor... Ve Julia Margaret Cameron’un fotoğrafları, o günlerdeki havasıyla romanda bir kez daha yaşıyor.