Bu kitapta Türkiye'nin ve insanlığın ana meselelerinden birisi üzerinde durulmuştur. Dil, bizim kültür ve medeniyet hayatımızda son derece mühim ve etkin bir görevdedir. Düşüncenin evi olması, bütün bir irfan ve medeniyet hayatımızın da eve olduğu anlamına gelir. Elbette, Batılı ilim ve fikir adamlarının düşünceleri üzerine bir dil ve kültür hayatı inşa edilebilir. Ancak, onların düşüncelerinin bizim hayatımıza uyumu, bizi ifade etmesi her zaman sorgulanması, düşünülmesi ve konuşulması gereken bir husustur. Yunus Emre'yle bütün bir millet ve devlet hayatı için şuur ve anlam kazanan Türkçe'yi ve bu dille ifadesini bulan medeniyet coğrafyasını aynı fikrin ve ruhun kalbinden, kaleminden görmek, okumak, söylemek bizim için daha güzel ve doğru olacaktır.