“Bu kitap, geçmişten bugüne uzanan, hem damağa hem ruha dokunan bir lezzet yolculuğuna davettir.” Mevlevilikte kaşığın sapı sağa, çukur kısmı sofranın üstüne gelecek biçimde ters kapatıldığını, buna “kaşık niyazda” denildiğini; Alevilik-Bektaşilikte ise kaşığın çukur kısmının yukarı baktığını, buna da “kaşık duada” denildiğini biliyor muydunuz? Alevilik-Bektaşilikte lokmanın sohbetin bahanesi olduğunu, lokmayla birlikte yapılan sohbetin gönülleri ve ruhları hoş ettiğini biliyor muydunuz? Ahilikte suya bir tutam tuz atılıp “bu şeriattır”, bir tutam daha atılıp “bu tarikattır”, üçüncü tutamdan sonra da “bu hakikattir” dendiğini ve talibe tuzlu su içirildiğini biliyor muydunuz? Yeşilliklerin şeytanı kovduğunu, çalışkanlığı sembolize eden suyun kini ve haseti söndürdüğünü, tuzun dengeyi ve ölçüyü simgelediğini, pilavın ve helvanın törensel bir yiyecek olduğunu biliyor muydunuz? Derviş Sofraları, yalnızca bir yemek kitabı değil; asırlardır süregelen bir öğreti, bir irfan yolculuğu… Tasavvuf mutfağının derin anlamlarıyla bezenmiş sofrasına buyurun. Gourmand Ödülü / Frankfurt Kitap Fuarı En İyi Mutfak Tarihi Kitabı Ödülü
Tanıtım Metni