“Barış istiyorsan savaşa hazır ol!”… Savaş ve barış arasındaki uzun ve yıkıcı mücadele kısmen bu vecizede düğümlenir. İnsanlık tarihi her ne kadar daha iyi bir gelecek için gayret göstermiş olsa da çelişkili ve karanlık yönlerinden hiçbir zaman kurtulamamıştır. Politik felsefe açısından savaş ve barış ile ilgili ortaya konan düşünceler ne anlam ifade ediyor? Bu kitabın esas amacı da savaş ve barış ile ilgili temel tanım ve açıklamaları bir araya getirmektir. Klasik anlatıda birbirinden farklı düşünceler mevcuttur: Hugo Grotius savaş hukukunu ve meselenin doğasını enine boyuna incelemiş, Kant ise “Ebedi Barış”ın tesisi yolunda dünya vatandaşlığı fikrini öne sürmüştür. Hegel, savaş kavramına evrensel bir karakter kazandırmış ve savaşı devletlerin devlet olma yolunda bir alâmetifarikası olarak görmüştür. Clausewitz açısından savaş, düşmanı irademizi kabule zorlamak için bir şiddet kullanma eylemidir. Clausewitz’e göre uygar halkların savaşı her zaman için siyasal bir nedene dayanır ve bu sebeple savaş, siyasal bir niteliktedir. Politik niyet, bir amacı teşkil ederken, savaş bu amaca giden araçtır. Özetle savaş, ulusal politikaların rasyonel ve vazgeçilmez bir aracıdır. 20. yüzyıldan itibaren savaşın içeriği ve yapısı topyekûn değişmiştir. Günümüzde ise nükleer savaşlar, hiperbolik savaşlar gündemdedir. Tüm bu aşamalardan sonra kitabın yazarı, Raymond Aron’un düşüncelerini ayrıntılı biçimde tahlil eder ve politik felsefe açısından burada bütünlüklü bir yaklaşım sergiler.
Tanıtım Metni