İlkay Tuna'nın öykülerini okurken; kimsenin kimseyi beklemediği ıssız tren istasyonlarını, ülkesinin geleceğiyle birlikte aşkları da yağmalanmış göçebe bir gençliğin eylül hüzünlerini, çocukluğun talan edilmiş bahçelerini, savrulup gidenlerin geride ...