“Beyaz yeleli kahverengi bir at uçsuz bucaksız bir ovadan salına salına geliyordu. Uzun yelesi örülmüş bu güzel at biraz nazlandıktan sonra Hamza’nın yanına gelip durdu. Hamza etrafına bakındı. Ondan başka hiç kimse yoktu etrafta. Bir at bir de Hamza ...