Geceyi kafamıza göre geçiriyorduk. Gündüz veya gece vakti kalmadı. Bazen yelek düğmelerimiz dişlerin birbirine değmesi gibi sürterdi, sabit aralıklı bir mesafede yürürdük, tropik hayvanlar gibi ağzımızda ateş… Eski savaşlardaki zırhlı süvariler gibi, ...