"(...) Aklım yüreğim Dicle’nin suları gibi üstten durgun alttan kudura çırpına akmaktayken o geldi. O, beklediğim. Tokalaştık. Muşamba sandalyenin güneşi biriktirmiş yırtık yüzüne aldırmadan teklifsizce oturdu, ben de oturdum. İlk cümlemiz birbirimiz ...