“Kıpkızıl bir kandamlası, kara toprağa düşüverdi. Şafakta doğan güneş O’nun canına kast edenlerin laneti oldu. Ağaçların arasından süzülen ışıklar bir ok gibi bedenlerine çarpıyordu. Birden acı içinde bağırmaya yerlerde kıvranmaya başlamışlardı. Etra ...