Bütün peygamberler, Allah’ın emirlerini kullarına ulaştırmak ve onlara doğru yolu göstermekle görevlendirilmiş hidayet elçileridir. Onların esas itibariyle iki temel görevi olup bunlar tebliğ/duyurma ve beyan/açıklamadır. Peygamberlerin tebliğ ve açıklama gibi esas görevlerinin tamamlayıcısı olarak diğer bir misyonları ise tebliğ ettiklerinin pratik olarak hayata ve davranışlara yansıtılmasıdır ki, buna genel olarak ahlâk adını vermek mümkündür. Ahlâk en basit anlamıyla insanın tavır ve davranışlarını Allah’ın istediği şekilde tanzim etmesi demektir. Bundan dolayı ilk peygamber Hz. Adem’den son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s) kadar bütün peygamberler tebliği görevlerinin yansıra bir ahlâk elçisi ve önderi misyonunu da îfâ etmişlerdir. Yüksek ahlâkî erdemler Allah Elçileri’nin herbirinde bulunmakla birlikte yaşadıkları dönem ve şartlar gereği bazılarında belli ahlâkî erdemlerin daha belirgin hale geldiğine de şahit olunmuştur. Bu hususta Cenab-ı Hakk, Kur’ân-ı Kerîm’de “O peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık” (Bakara, 2-253) buyurmuştur. Nitekim Allah elçileri arasında Hz. Âdem tevbesiyle, Hz. Eyyûb sabrıyla, Hz. İbrahim cesaret ve mücadelesiyle, Hz. İsmail teslimiyetiyle, Hz. Yûsuf iffetiyle, Hz. Mûsa zulme karşı baş kaldırışıyla, Hz. Lokmân ise hikmetiyle temayüz etmiştir. Son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s) ise “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” hadisinde de ifade ettiği gibi kendisinden önceki peygamberlerin temsil ettikleri bütün ahlâkî özellik ve güzelliklerin en mükemmel örnekliğini bütün insanlığa en güzel haliyle sunmuştur.
Tanıtım Metni