İklim krizinin yarattığı felaketler gitgide daha fazla insanın hayatını etkilemeye başlayıp daha görünür oldukça, iklim krizine dair inkârcılık da anaakım siyasetten çekilmeye başladı. Mızrağın çuvala sığmamaya başladığı yerde inkârcılığın yerini alan “yeni bir eleştirel ortodoksi” oluverdi. Bu yeni ortodoksiyse, krizin temelinde yatan asli sebepleri hesaba katmadan krizi çözebileceğine dair ümit vadediyor kitlelere. Elinizde bulunan kitap, iklim kriziyle eşzamanlı yaşanan ve birbirlerini şekillendiren toplumsal yeniden üretim krizi, siyasal temsiliyet krizini de hesaba katarak bir çoklu kriz kavramsallaştırması yapıyor ve bütün bunların altında yatan yapısal nedenin, Küresel Kuzey ülkelerinde içselleştirilmiş “doğru hayat” fikri etrafında oluşan “emperyal yaşam tarzı” olduğunu öne sürüyor. Dünyanın kaynaklarının hesapsızca sömürülmesine dayanan bu yaşam tarzı, olumsuz etkilerini üstüne atacağı bir dışarıya ihtiyaç duyduğu için bu zamana dek ancak bu yaşam tarzından mahrum olanların pahasına sürdürülebiliyordu. Gelişmekte olan ülkelerin üst ve orta sınıflarının da gitgide bu yaşam tarzına adapte olmaya başlamasıyla “dışarısı” gittikçe küçülmeye, bu da emperyal yaşam tarzını içsel bir krize sürüklemeye başladı. Markus Wissen ve Ulrich Brand, katmerlenen bu krizin karşısına kökleri insanların daha iyi bir yaşam için sürdürdüğü binlerce yıllık mücadeleye dayanan dayanışmacı bir yaşam tarzını koyuyorlar. Bu yaşam tarzının nüvelerini bugünün mücadelerinde ararken felaketçi bir kötümserliğe kapılmadan akılcı ve iradeci bir iyimserliğe bel bağlıyorlar
Tanıtım Metni